eski, canım neredeyiz
Koca bir yalan olduğunu anlamam hayatımın çok zamanımı almadı. Yalan olan sensin sen. Hayatın değil. Sapına kadar gerçek olduğu için yalan olsun istiyorsun hepsi bu. Sadece 21 yıl, o kadar. Günleri kavramayı ilk öğrendiğim andan beri gelişine salladım kendimi. Unuttuklarımla aklımda yer bulanları değiştirmeyi çok isterdim. Ne yazık insanın bebekken sevildiği o küçük anları hatırlamaması öpüp koklanmanın en güzel aylarını, yıllarını bilmemesi birkaç fotoğrafla sınırlı kalması. Zamanla sınırlı kalamadım hiçbir zaman. En büyük hatam buydu belki de. Geçip giderken bir ömür sahip olduğum tek sahici şey o iken ben yenilerini aradım. Çok buldum, çok kaybettim. Bazen bulmamayı diledim. Çoğunlukla. Yine de düzenli bir hayat kurdum kendime takdir etmeliyim. Yani istikrarlı bir şekilde yaşıyorum. Önümde kırık bir kol kapısı ve pencereme konan güvercinler. Sabah sersemliğiyle seslerini duyunca kalkıp korkutuyorum onları. İstemeden yapıyorum bu bilinsin. Kendimi ikna etmem kolay olmadı.
Sokağa çıktığımda selam vermiyorum hiçbir canlıya. Bilmem kediler, köpekler zaten hep vardı ben yokken de. Ben olmazsam bir şey kaybetmezler ama ben onlar eksik kalırım. Gördüğüm suratlar bana bakmazken onlar bana bakıyorlar. Çıkar ilişkisi olması muhtemel. Bense insanlar görüyorum ve onlara bakıyorum. Birbirlerini seven insanlar. Bilmiyorum diyemem sevgiyi tattım bir yerlerde yaşadım da, sadece artık belirsizler bu yüzden onları hatırlamak isterdim. Belirsizlikle yer değiştirsinler isterdim. Çok çabaladım uykularımda, rüyalarımda, uyumadıklarımda. Saçlarım kemiklerime dolandı ısıttı onları. Bedenim birbirine dolanırken ben neden caddenin birinde kendi kollarımı sıvazlıyorum, gözlerim aynada öyle ateş ediyor ki yüzüm soyuluyor. Tamam, bu da bir şeydir. Sevgiyi benimseyemiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder