seçmek iki yolu da tıkamak


hayatımda hep zoru yaşadım ve seçtim. ağır olan şeyleri ben taşıyayım dedim babama mesela. koşmak için emeklemeyi seçtim. ben göreyim sadece doğruları başka kimse görmesin istedim. zor gelen şeyler olduğu kadar kolayları da var hayatta. mesela, ben şimdi önüme çıkan herkesi incitip yorulmadan bir günü tamamlayıp üstüne sade bir soda içebilirim, göbeğimi ovalayıp utanmadan haberdekileri kınayabilirim. çünkü kolay şeyler bunlar, çok kolay. kolaylık da yorabilir insanı tabii. kolaylık demek, kısa yolda volta attıktan sonra sıkılmak demek. yola hiç girmek istememek demek. yorulduğum ilk anı hatırladım da. tam anlamıyla yorulmuştum o gün. kardeşimin sesini bile takmamıştım, durup beklemiştim sadece. hatırlamak, puzzle parçalarını birleştirip eksik parçanın yerini görmek gibi. bulup yerleştirsen bile bir köşede kalıp solacak gibi. solan şeyin tamamlayıcı olması da mümkün. pespaye yalanlar varken yaşantımda bunları söylemek hiç de uğraştırıcı değil. kolay diye tanımlayabiliriz yani. kolayları söylediğim için mazur gör beni kendim. şimdi ilk defa bunu seçiyorum ben ve bir camın buğusunda kaybolan şekiller gibi yok olmaya hazırlanıyorum. kim silecek beni? insan kendisini silemiyor gerçekten. denedim.  kendini asmak da eskilerde kaldı artık. farklı ve zorlu bir şeyler bulmalıyım ama öyle zor olmalı ki caymalıyım bu fikirden. dedim ya insan kendini silemiyor gerçekten. kişi engel değilse kendine bir çift el engel olabilir bazen. eller, tenime değdikçe toprağa hayranlık duyduğum eller. başkasının görmesini istemediğim doğrulardan hep en başa sakladığım gerçek. her doğru gerçek midir? her gerçek de doğru mudur? felsefik tartışmalara girmek olsaydı amacım inanın bunları söylemezdim. ben sadece zoru çıkarıyorum ağzımdan ama bu çok kolay oluyor. kendimden utanıyorum. biliyor musun, ben hiç aşık olmadım ama birini gördüm ve hep ona bakmaya devam ettim. kalbime metronom ne öğretmiştim o gün. onu gördüğü saatler hep en hareketlisine ayarlı. 


bu aşk betimleyen bir yazı değil. dedim ya ben hiç aşık olmadım. kendimce anlattığım şeylerin hayali dinleyenleri, postmodern bir eserin içine çok yakışırdınız. ne yazık ki burada kalıp çürüyeceksiniz ve ben binbir zorlukla yine sizi kuracağım kafamda. hayatımda hep zor yaşadım ve zoru seçtim. ama kolay sevdim. bu yüzden sevmemeyi diledim. başta iyi giden bir yazıyı batırmak, bu da zor olsa gerek.









-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

tamamlanamayacak bir parça

eski, canım neredeyiz