ev edinilmiş bölge


karanlıklara bulanan geçitlere sığınmak mecburiyeti

peşinde yıldızlara takılan umutlar

parıldamasalar dahi hep oradalar

yanında olmasa bile görebildiğin bir sima

birine tutunmanın bu kadar iyi hissettirdiğini henüz yeni öğrenmiş olmanın verdiği şaşkınlık

doldurmakta var olanı

ulaşmak istemiyorum sadece kurtuluşu hissetsem yeter

ayaklarımın ucu o yöne baksın ve

tekrardan aramayalım kayboluşu

kayboluş da kaybolur bazen

o anlar belirsizlik içinde hissedilen şanslı dakikalardır

şans hep kısa kalır 

acı bile uzun yaşanamıyorken bu çağda

tüm beklentiler yarım ve sonuçlar keskin

 

geçmiş beni buraya getirdi

kuru bir ukde dışında kalan her şey bulanık

anlamak istiyorum odanın köşesinde kalmış bardağın akıbetini

kendim dışında her şey hakkında bir fikrim var

yüzümüze çarpan zamanın parçacıkları es geçse bizi

beni, toprağı ve bizi besleyen yağmuru

sabit kalınsa durdukça ilerleyen bir şeye dönüşse yüzüm

imkansızlıkların ekildiği ağaç meyvesini vermeyecek

aşkın başladığı her an bedenler çekilecek

köşedeki bardak fırlatılıp sekecek belki sıyıracak bir yerini

her şeye inat döner dünya çünkü

küçük detaylara kabil değildir bencilliğin anıldığı her yerde adı geçer

sen senden bile ibaret olamazken bütünüyle

dünyanın senden ibaret olmasını bekleme


şarkılar ve cama yaslanmalar besler birbirini

gözlemin tutsağı olmadım onu ben tutsak ettim

bu oluşturduğum esarete çok şey borçluyum diyebilirim

her gün farklı suratlar geçilen yollar aynı 

tersini dilerken ben karşımda benzerlerini üzerimde hissettiğim

bir ton bakışı kendime kutsal bölge edindim

bir ağlama duvarım yok ağlayabileceğim ama kendimi akıtabileceğim bir yüz var

tüm sınanmaları geçmiş sınır tanımayan bir yüz 

kutsallık dinmez çünkü senin soluduğun tüm cümleler gerçek


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

seçmek iki yolu da tıkamak

tamamlanamayacak bir parça

eski, canım neredeyiz